İndirim!

KALBİN DİRİLTİLİŞİ

0,00

Her bir insanda, iç ve dışa bakan, sol memenin iki parmak aşağısında kozalağı şeklinde bir kalb vardır. Ebedî saadete kavuşmak için “DİRİLMESİ” şart olan kalb, bu maddî kalbe bağlı ve insanın hakîkatine nisbet edilen “latîfe”dir. Bu latîfe, İlâhî nurların akislenmesine, kabullenilmesine elverişlidir. Ve bu latîfeyle insan saîd veya şakî, Mü’min veyahud kafir olur. İnsan ruhuna nazaran bu latîfe, bir babanın öz oğlu gibidir. İnanması yani İslam Dîni’ni kabullenmesiyle insan Mü’min, reddetmesiyle kafir, tereddüd etmek halinde ise münafık olur.
         Bütün belalar, manevî ölüm yahud hayat = diriliş, doğrusu hakîkî hayat, en önce kalbde meydana gelir. Dünya hayatına göre maddî kalbin ölmesiyle bedenin sair azaları öldüğü gibi, manevî hayata göre de kalb latîfesinin ölümüyle ruh, ebedî esarette kalır ve اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِى السِّلْمِ كَافَّةً “Ey iman edenler, bütünleşmiş olduğunuz halde islama girin.” emrine uyarak dînin davetçisine icâbet etmediğinden dolayı da türlü ebedî azaba dûçar olur.
“Kalbin Diriltilişi” adlı bu eserde, kalbî hayat açıklanmakta ve ancak diriltilmiş kalb sahiblerinin gerçek âlim olabileceği izah edilmektedir.
Güzel işlerin başlama noktasının kalb olduğu, bu itibarla niyetin önemi ve hicretin kalbden başladığı açıklanmaktadır.
          Avama nisbetle tevbe, havassa nisbetle inâbe ve evbe’nin beyanından sonra mürid ve talebenin mürebbîsine karşı görev ve sorumlulukları, mürebbînin vazifeleri sıralanmakta,
        Kalbin Diriltilişi’ni gerçekleştirmek için gerekli olan bey’at ve intisab, bey’atin akabinde yerine getirilecek âdablar anlatılmakta ve diriltilişin usullerini tatbik demek olan tarîkat ve tasavvufun tarifi, faidesi, konusu, ğayesi, şartları, rükünleri izah edilmektedir.
Tarîkatin âdablarının ardından müşteşriklerin ve felsefecilerin tasavvuf hakkındaki yorumlarının isabetsizliği konu edilmektedir.
      Tasavvufun İslam dînine eklenti olmadığı, bilakis Allah Teâlânın, Rasûlü Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’le bize ulaştırdıklarını anlamaya kalbin elverişli hale getirilmesi ve böylece Allah Teâlâ’nın emr ve yasaklarına içtenlikle şiddetli arzuyla riâyet edilmesi demek olduğu bu eserin öz mesajı olsa gerektir.
      Din, Cibril vasıtasıyla Efendimiz Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’e gönderilen, insanın bütün hayatını kuşatan bir nizamdır. Bu nizamın ismi, kalbin kabullenmesine, doğruluğuna hüküm etmesine nazaran iman, bilfiil yaşanmasına nazaran İslam, güzel ahlaka bürünülmesine, murâkabe, muhasebe ve ihlasa nazaran da ihsandır. Diğer ifadeyle tarîkat, şeriat ve hakîkattir. Diğer ifadeyle abdiyet, ubûdiyet ve ubûdedir.
       Her Müslüman her türlü nifak, ma’siyet ve fısktan kalbini arındırıp taat, ibadet, zikir gibi sebeb ve illetlerin tahsiliyle kalbini diriltmeye mecbur ve memurdur. Böylece İlâhî tecellîlere açılan kalb diri, ondan mahrum kalb de ölüdür.

ISBN : 978-605-61367-4-0
Ebat
: 10×16
Kağıt Cinsi
:
Şamua
Ağırlık
: 114 gr
Sayfa Sayısı
: 174

Stokta yok

Kategoriler: ,

Açıklama

Her bir insanda, iç ve dışa bakan, sol memenin iki parmak aşağısında kozalağı şeklinde bir kalb vardır. Ebedî saadete kavuşmak için “DİRİLMESİ” şart olan kalb, bu maddî kalbe bağlı ve insanın hakîkatine nisbet edilen “latîfe”dir. Bu latîfe, İlâhî nurların akislenmesine, kabullenilmesine elverişlidir. Ve bu latîfeyle insan saîd veya şakî, Mü’min veyahud kafir olur. İnsan ruhuna nazaran bu latîfe, bir babanın öz oğlu gibidir. İnanması yani İslam Dîni’ni kabullenmesiyle insan Mü’min, reddetmesiyle kafir, tereddüd etmek halinde ise münafık olur.
         Bütün belalar, manevî ölüm yahud hayat = diriliş, doğrusu hakîkî hayat, en önce kalbde meydana gelir. Dünya hayatına göre maddî kalbin ölmesiyle bedenin sair azaları öldüğü gibi, manevî hayata göre de kalb latîfesinin ölümüyle ruh, ebedî esarette kalır ve اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِى السِّلْمِ كَافَّةً “Ey iman edenler, bütünleşmiş olduğunuz halde islama girin.” emrine uyarak dînin davetçisine icâbet etmediğinden dolayı da türlü ebedî azaba dûçar olur.
“Kalbin Diriltilişi” adlı bu eserde, kalbî hayat açıklanmakta ve ancak diriltilmiş kalb sahiblerinin gerçek âlim olabileceği izah edilmektedir.
Güzel işlerin başlama noktasının kalb olduğu, bu itibarla niyetin önemi ve hicretin kalbden başladığı açıklanmaktadır.